Öz-saygı,
kendinize duyduğunuz saygıyı anlatan bir ifadedir. Güçlü bir öz-saygı hayatta
kendinizi gerçekleştirme yolunda size eşlik eden sadık bir dost gibidir.
Çevrenizdeki insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmanıza ve bu ilişkileri
sürdürmenize yardımcı olur. Kendilik algınızı sağlamlaştırır ve diğerleri
tarafından da saygı görmenizi sağlar. Eğer siz de böyle sadık bir dosta sahip
olmak istiyorsanız, kendinizi olduğunuz gibi kabul ederek işe başlamalı, olumlu
veya olumsuz kişiliğinizin tüm yönlerini sevgiyle kucaklamalısınız. Peki, hangi
alışkanlıklar öz-saygınızı geliştirmenize engel olur?
1. Herkesten
Onay İstemek
Diğerleri tarafından kabul görmek ve onaylanmak elbette bir ihtiyaçtır.
Bunun ölçüsü ve hayatınıza olan etkileri burada kilit noktadır. Zaman zaman
bazı kişiler tarafından düşüncelerinizin onaylanmamasını tolere edebiliyor
olmanız gerekir. İçinde yaşadığımız farklılıklar dünyasında diğerlerinin
onayını almak hayatınızın odak noktası olmamalıdır. Kendi kararlarınıza ve
düşüncelerinize güven duydukça dış onay arayışınız azalır.
2. Kendinize
Duymadığınız Saygıyı Başkalarından Beklemek
Öz-saygı, algılarınızı sınırlılıklarınız üzerine yoğunlaştırıp
kendinize sert eleştirilerde bulunmamaktır. Basitçe, kendinize duyduğunuz
saygıyı anlatan bir ifadedir.
Örnek 1: “Sesim çok kötüdür, kendi kendime bile şarkı
söylemekten utanıyorum”
Örnek 2: “Sesim pek iyi değildir ama yine de şarkı
söylemeyi seviyorum ve daha iyi söyleyebilmek için çabalayabilirim”
Örnek
1: “Aptal ben! Hep böyle yapıyorum, hiçbir şeyi hak etmiyorum”
Örnek 2: “Evet o anda yaşadığım stresten dolayı doğru karar
veremedim. Ancak bunu ders olarak alıyorum ve böyle bir durumla tekrar
karşılaşırsam hatırlayacağım.”
Yukarıdaki örneklerde olduğu
gibi, kişiler bazen kendi iç sesleriyle öz-saygılarını düşürürler. Buna mahal
vermemek için; günlük yaşamda nasıl önce düşünüp, söylemek istediklerinizi
zihninizde süzgeçten geçirip sonra karşınızdaki kişiye iletiyorsanız kendiniz
için de aynısını uygulamalısınız. Kendinize olan saygınız arttığında yani siz
kendinizi saygı duyulmaya değer biri olarak gördüğünüzde dışarıdaki insanlar
tarafından da öyle görülmeniz muhtemeldir.
3. İkili İlişkilerde Hep “İhtiyaç Duyan” Taraf
Olmak
Karşınızdaki ile duygusal bağ
kurmak ilişkilerde oldukça önemlidir. Yakın ve sıcak ilişkiler kurabilmenin
anahtarıdır. Dikkat etmeniz gereken şey ise kurduğunuz duygusal bağın, duygusal
bağımlılığa dönüşmemesi gerektiğidir. Karşı tarafın size olan ilgisi, sevgisi
ve saygısı ile beslenmeli ancak bunlar olmadan yaşamınızı sürdüremeyecek hale
gelmemelisiniz. Eğer kendinizi sıklıkla “ihtiyaç duyan” konumunda buluyorsanız
bunun üzerine düşünmeniz ve nedenlerini sorgulamanız faydalı olabilir. Belki de
başkasından istedikleriniz aslında kendi içinizde tamamlamanız gereken duygusal
ihtiyaçlarınız olabilir.
4. Kimliğinizi Size Yapılan Eleştiriler
Çerçevesinde Belirlemek
Bazen ne kadar iyi ve fedakâr
olursanız olun bu sizi karşı tarafın eleştirilerinden korumaz. İnsanlar size
bireysel farklılıklarınızdan dolayı lakap takabilirler veya olumsuz söylemlerde
bulunabilirler. Böyle durumlarda kendinizi değersiz, yetersiz veya eksik
hissedebilirsiniz. Ancak unutmamanız gereken en önemli şey dünyada sizden bir
tane daha olmadığıdır. Farklılıklarınız sizi siz yapan özelliklerdir. Kendi
değerinizi bilmeli ve kendinizi sevmelisiniz. Size saygı duyan insanları
yaşamınıza almalı ve saygı çerçevesinde yaptıkları eleştirileri
geliştirebileceğiniz yönleriniz olarak algılamalısınız. Diğerlerine ise sadece
gülümseyip geçebilirsiniz. Sizi sizden iyi kimsenin tanımadığının bilincinde
olmalısınız.
5. Kendinize Sevgi Göstermezken Herkesin Sizi Sevmesini
İstemek
Herkese kendinizi sevdirmeye
çalışmak son derece yorucu olmakla birlikte beyhude bir mücadeledir. Önce sizin
ihtiyacınız olan sevgiyi kendinize vermeniz gerekir. Kendinize sevgi ve hoşgörü
göstermek başkalarına karşı hoşgörülü olmaktan da önde gelir. Siz mutlu
olduğunuzda mutluluğunuzu etrafınıza da saçarsınız. Otomatik olarak hayattaki
rollerinizde de daha uyumlu ve başarılı olursunuz. Daha mutlu bir anne, baba,
evlat, eş veya çalışan olmanın yolu öncelikli olarak kendinize gösterdiğiniz
sevgiden geçmektedir.
6. Diğerler
İnsanları Kalıplara Yerleştirmemek
Saygı göstermek; diğerlerini onların kim olduğu ile ilgili kalıp
düşüncelerinize sığdırmaya çalışmamaktır. Çoğu zaman karşınızdaki kişi için
zihninizde belirli çerçeveler vardır. Aslında bu çerçevelerle o kişiden
“olmasını istediğiniz” kişiyi oluşturursunuz. Ancak insanları
oldukları gibi kabul etmelisiniz, olmalarını istediğiniz kişiler gibi değil.
İnsanların belirli bir kalıba uymasını beklemediğinizde gerçek benliklerine
değer vermiş olursunuz. Böylelikle kendinizin ve dünyadaki herkesin biricik
olduğu fikrini kabul edebilirsiniz.
7.
Anlaşılmak İçin Beklemek
Kişilerarası
ilişkilerde zaman zaman deneyimlediğiniz “anlaşılmamışlık” duygusu size
kendinizi kötü hissettiren ve karşı tarafa öfke duymanıza neden olan en önemli
nedenlerden biridir. Anlaşılmamışlık duygusuyla başlayan tartışmalar
ilişkilerin bitimiyle son bulabilir. Diğer insanlarla açık ve etkili bir
biçimde iletişim kurmalısınız. Kendi isteklerinize ve beklentilerinize önem vermeli
ilişkilerinizde onları açıkça dile getirmelisiniz.
8. Süregelen
Kararsızlık İçinde Olmak
Öz-saygınızı geliştirebilmek için kendi kararlarınıza saygı
duymalısınız. Kendinizi tanımak ve anlamak için çaba harcamalısınız. Nelerin
sizi mutlu nelerin mutsuz edeceğini bildiğinizde daha uygun seçimler
yapabilirsiniz. Doğru olduğunu düşündüğünüz kararlarınızın arkasında
durmalısınız. Diğerlerinden elbette tavsiye isteyebilirsiniz. Fakat bu
tavsiyeleri, üzerinde düşüneceğiniz fikirler olarak almalı, doğrudan karara
dönüştürmemelisiniz. Kararlarınıza güvenmeli ve sağlıklı kararlar verebilen
yetişkin tarafınızın keyfini çıkarmalısınız.
9. Zor
Hedeflere Hemen Ulaşmayı Beklemek
Yaşam amaçlarınız doğrultusunda kendinize hedefler belirleyebilirsiniz.
Üniversiteyi kazanmak, daha sosyal olmak, ev almak, dünyayı dolaşmak… Bireysel
hedefiniz her ne ise bunu düşünüp “baby steps” denilen bebek adımlarla
hedefinize yönelik çalışmaya başlamalısınız. Eğer sosyal ortamlarda
kaygılanıyorsanız ve kendinizi bu konuda geliştirmek istiyorsanız bununla
ilgili belirleyeceğiniz hedefler ulaşılabilir ve gerçekçi olmalıdır. İlk
hedefiniz, yüz kişilik bir topluluğa konuşma yapmak değil önce kendinizi yakın
hissettiğiniz arkadaş grubunuzla bir şeyler paylaşmak olabilir. Hedefinize
yönelik olarak, belirlediğiniz aşamaları geçmeniz ilk adımları uygulamak için
kendinizi ne kadar yeterli hissettiğinizle ilgilidir.
10. Olası
Sonuçlardan Korkmak
Harekete geçememenizin en önemli sebeplerinden biri de olası
sonuçlardan korkmanızdır. Belirlediğiniz hedef için tam adım atacağınız sırada
birden zihninizin size “Başarısız olursam? Kabul etmezlerse? Yanlış bir şey
yaparsam? Reddedilirsem?” gibi uyarılar gönderiyor olabilir. Bu uyarılara
içinizden güvenli bir gülümsemeyle yanıt verin ve bu tür negatif
düşüncelerinizin hedefleriniz doğrultusunda harekete geçmekten sizi
alıkoymasına izin vermeyin.
Başkalarına “Evet” derken kendinize “Hayır” demediğinizden emin olun!
Paulo Coelho
Yorumlar
Yorum Gönder