Kriz, günlük yaşam akışı içinde birden gerçekleşen ve
kişinin başa çıkma kapasitesini aşan negatif durumlara verilen isimdir. Hayatın
her alanında deneyimlenebileceği gibi çift ilişkilerinde de sıklıkla
yaşanmaktadır. İlişkilerde, kriz anında ilk olarak karşılıklı denge bozulur.
Adeta bir kaos ortamı oluşur ve çiftler çoğu zaman kendilerini ne yapacaklarını
bilemez bir halde bulurlar. Ardından kaygı, öfke, mutsuzluk ve gerilim gibi
hisler deneyimlenir.
İlişki krizleri, yaşamda yüzleşilen en sarsıcı ve şiddetli
anlardandır. Çatışmalar; kıskançlık, finansal konular, ebeveynlik tutumları,
cinsellik, iletişim sorunları gibi çeşitli konulardan meydana gelebilir. Konu
ne olursa olsun ilişkilerde krizi yönetme tekniklerini bilmek, kriz anlarını
hafifletmek ve oluşabilecek negatif etkiyi azaltmak için gereklidir. Etkin
müdahale yöntemleri ile çiftler arasında yeniden uyum sağlanabilir hatta ilişki
daha yüksek bir işlevsellik seviyesine ulaştırılabilir. Unutulmamalıdır ki
çiftlerin kriz anlarıyla nasıl baş ettikleri aslında hayat boyu bir etkiye
sahiptir.
İlişki Krizlerinde Uygulanabilecek
Yöntemler
Büyük Resme Odaklanın: Güzel bir resmi elinize aldığınızı ve ona çok yakından
baktığınızı düşünün. Sadece küçük bir kısmını görürsünüz. Bu küçük kısma
çizileni beğenmeyebilirsiniz veya anlamlandıramayabilirsiniz. Ancak biraz
uzaklaşıp resmin tamamına baktığınızda aslında resmin bütün olarak anlamlı ve
güzel olduğunu fark edersiniz. İşte bu metafor duygusal ilişkiler için
geçerlidir. Partnerinizle ciddi bir kriz yaşadığınızda, kriz dışında herhangi
bir şeye odaklanmak sizin için epey zorlayıcı olabilir. Sadece yaşadığınız
negatif olayı düşünürsünüz. Ancak uzun süreli ve doyum verici
ilişkiler için resmin küçük bir bölümündense tamamına odaklanmanız gerekir. Kriz
anında, bir adım geri çekilebilmek ve büyük resmi görebilmek için çabalayın.
Partnerinizle geçirdiğiniz iyi zamanları, birlikte üstesinden geldiğiniz
zorlukları, ortak hobilerinizi ve ilgi alanlarınızı vb. düşünmeye çalışın.
Duygularınızı Değiştirmek Sizin Elinizde: İlişki krizleri, negatif duygulanım yaşamanıza neden olur. O an yaşadığınız
olaya özgü duygular hissedersiniz. Aklınızdan hep karşı tarafın düşüncesinin ne
kadar yanlış olduğu, ne kadar şiddetli bir kavga ettiğiniz, kavga esnasında
söylenilenler, onun en sevmediğiniz özellikleri vb. gibi olumsuzluklar geçer.
Bu da krizi alevlendirmekten başka bir işe yaramaz. Böyle durumlarda, derin bir
nefes almak ve duygularınızla ilgili düşünmek sizin için rahatlatıcı olabilir.
Niçin bu tür duygular hissettiğinizi düşünün. İlginizi ve odağınızı ilişkimi
geliştirmek veya problemi çözüme ulaştırmak için ne yapabilirim düşüncesi
üzerinde yoğunlaştırın.
Zaman Yaratın: Tartışmanın ortasında duygularınıza hakim olamadığınızı hissettiğinizde
tartışmaya ara verin. Hem kendinize hem de partnerinize sakinleşmek için zaman
yaratın. Sorununuz her ne ise kriz anında yoğun bir şekilde hissettiğiniz
olumsuz duyguların etkisi ile birlikte, çözülmek yerine daha da kötü bir hal
alabilir. Problemlerinizi daha iyi hissettiğiniz bir zamana erteleyebilirsiniz.
Kişisel Sorumluluk Alın: Tartışmalarda, genel olarak karşı tarafın yanlışlarını ve eksikliklerini
vurgularsınız. Bu, ilişkinize en çok zarar veren hatalardan biridir. Kriz
anında “hep senin yüzünden böyle oldu, eğer …. olmasaydın her şey daha iyi
olabilirdi” gibi suçlayıcı cümleler mi kuruyorsunuz? Eğer öyleyse, kişisel
sorumluluğunuzu yok sayıyorsunuz demektir. Herhangi bir olay için tamamen karşı
tarafı suçlamak tüm sorumluluğu ona vermektir. Sorumlulukla birlikte aslında
olaylar üzerindeki kontrolünüzü ve kişisel gücünüzü de partnerinize vermiş
olursunuz. Böylece her şey onun davranışlarıyla şekillenir. Kontrolünüzü
kaybetmek size çaresiz hissettirir ve bu hissin etkisiyle onu suçlamaya devam
edersiniz. Bunun yerine, tartışmaya nasıl dahil olduğunuzu, nelerin sizin
sorumluluğunuzda olduğunu objektif bir şekilde düşünmelisiniz. Kriz anına
gelene kadar yaşadığınız olaylar dizisi üzerinde nasıl bir etkinizin
olabileceğini irdelemelisiniz.
Duygularınızı Açıklayın: İlişkinizde, duygularınızı açıklamak partnerinizin empati kurabilmesine
yardımcı olur. İkili ilişkilerde ahenk ve empati önemlidir. Nasıl
hissettiğinizi karşınızdakinin anlamasını beklemek yerine, ona açık bir şekilde
söylemek daha işlevsel bir tutumdur. Duygularınızı açıklarken mümkün olduğunda
“ben dili” kullanmaya özen göstermelisiniz. Bu sayede tartışmalara daha yapıcı
bir şekilde yaklaşabilirsiniz.
Örneğin: Sen ………. yaptığında ben ………. hissettim.
Kendimi
………….. hissediyorum.
Duygularınızı açıklamak aslında ilişki sorunlarınızı eşinizle birlikte
çözüm odaklı bir şekilde değerlendirmenize yardımcı olabilir. Partnerinizin
neleri yanlış yaptığı veya ne kadar suçlu olduğu üzerinde düşünmektense “Acaba
bundan sonra …… için ne yapabiliriz? ” gibi cümleler ilişkinizde ulaşmak
istediğiniz hedeflere odaklanıza daha fazla yol almanıza yardımcı olabilir.
Kaynakça
Yalom, İ. D. (2006). Evlilik Terapisi. İstanbul:
Prestij Yayınları.
Beck. A. T. (2011). Aşk Asla Yetmez. Ankara: Türk
Psikologlar Derneği Yayınları.
Yorumlar
Yorum Gönder