Çocuklar, ebeveynlerini dinlemekte bazen başarısız
olabilirler. Ancak onların bebekliklerinden beri başarısız olmadıkları tek konu
“ebeveynlerini taklit etmek” tir. Sosyal öğrenme kuramına göre, çocuklar gözlem
ve taklit yoluyla öğrenirler. Önce ebeveynlerinin ne yaptıklarını, hangi
davranışları sergilediklerini, nasıl yaşadıklarını gözlemlerler. Daha sonra
anne-babalarında gördükleri davranışlara dikkatlerini yoğunlaştırırlar. Model
aldıkları ebeveynlerine ait davranışları hafızalarında tutarak kendilerine zihinsel
şemalar oluştururlar. Nöropsikolojik süreç tamamlandığında ise davranışı
uygulama aşamasında geçerler. Uyguladıkları davranışın devam edip etmemesi ise
pekiştireçlere ve güdülenmeye bağlı bir durumdur.
1. Çocuklarınıza “İdeal Ayna” Olun
Sosyal öğrenme kuramının öğretilerinde de anlatıldığı
gibi, ebeveynler çocuklar için birer ayna görevi görürler. Çocuklar da
baktıkları aynanın yansımalarıdılarr. Çocuğunuza toplumsal ve sosyal olarak
kabul gören, onaylanan davranışları öğretmek istersiniz. Ancak ona “Şöyle
yapmalısın, her zaman böyle davranmalısın” dediğinizde bu onun için çok fazla
anlam ifade etmez. Öğrenmenin doğasında “model alma” vardır. Bu nedenle
ebeveynlerin davranışları, sözlerinden daha etkili olmaktadır. Eğer çocuğunuzun
daha dışadönük olmasını istiyorsanız, önce kendiniz sosyalleşin. Arkadaş
toplantıları yapın, yakınlarınızla sıcak iletişim kurun, siz sosyal bir
yetişkin olun ki çocuğunuz da sizi yansıtsın. Özetle, çocuğunuzda görmek
istediğiniz değişimin kendisi olun.
2. Aile İçi İlişkileriniz “Sevgi Geçişini”
Sağlasın
Mutlu ailelerin diğerlerinden temel farkı
birbirleriyle olumlu etkileşimi sürdürmeleridir. Oyun çocukların en sevdiği
aktivitedir. Aynı zamanda ebeveyn ile arasında sevgi geçişine izin veren bir
araçtır. Çocuğunuz ile ilişkisel faaliyetler yapmaya zaman ayırın. Ona kitap
okumayın! Onunla birlikte kitap okuyun. Ailece yemek yiyebileceğiniz zaman
dilimleri belirleyin. Sıcak iletişim ve sevgi çocuğun en temel psikolojik
ihtiyacıdır. Beklemediği anlarda ona manevi ödüller verin. Seni çok özledim,
seninle vakit geçirmek istiyorum gibi cümleler ile onu sizinle birlikte oyun
oynamaya davet edin. Çocukların, eğlenceli geçen zamanları mutlu oldukları
anlar olarak kodladıklarını unutmayın.
3. Çocuğunuzun Çabasını Takdir Edin
Ebeveyni tarafından zaman zaman övgü almak çocuğa
kendisini iyi hissettirir ve öz-güvenini pekiştirir. Çocuğunuzu överken, onun
meydana getirdiği ürüne değil çabasına vurgu yapmak oldukça önemli bir
ayrımdır. Örneğin; çocuğunuz bir resim yaptı ve size gösteriyor. Burada “Çok
güzel bir resim, hayatımda gördüğüm en güzel resim” gibi abartılı bir şekilde
resmi övmektense “Bu resmi yaparken oldukça uğraştın. Gerçekten çok çabaladın.
Resmin nasıl yapılacağını iyi biliyorsun” gibi çocuğun sarf ettiği eforu takdir
etmek gerekir. Böylelikle çocuk hem ebeveyninin onayını ve beğenisini almış
olur hem de bir şeyleri başarabileceğine dair inancı gelişir.
4. Çocuğunuzun Yapabileceğine İnanın
Çocuğunuza küçük sorumluluklar verin ve bunları
başarabileceğine güvenin. Örneğin, ondan kendi odasında çekmecelerinin içini
düzenlemesini isteyin. Ya da ona bir çiçek alın ve her gün o çiçeği sulamak
onun sorumluluğunda olsun. Okul zamanı geldiğinde defterlerine kendisi etiket
yapıştırsın. Çocuğunuzun yaşını dikkate alarak diş fırçalama, ellerini yıkama
gibi öz-bakım faaliyetlerinin sorumluluğunu ona verin. Çocuğunuz için her şeyi
siz yapmayın. Ebeveyn olarak onun kendi başına bir şeyleri beceremeyeceğine
inanırsanız, o da kendisinin yapamayacağına ve beceriksiz olduğuna inanır. Siz
çocuğunuza acıdıkça o da kendisine acımayı öğrenir. Ancak siz ona yaşına uygun
sorumluluklar verirseniz ve inanırsanız, çocuğunuz da kendisine inanmayı
öğrenir. Sorumluluklarını yerine getirdikçe çocuğunuz hem sağlıklı bir şekilde
bağımsızlaşır hem de öz-saygısı artar.
5. Çocuğunuz için Mantıklı Sınırlar
Belirleyin
Çocukların yaşamında sınırlar oldukça önemlidir. Ne
çok özgür ne de çok katı bir tutum ile sınırlar belirlenmelidir. Sınırlarla
çocuklar, sosyal olarak hangi davranışların onaylandığını tanırlar. Ebeveynlerin
dengeli ve tutarlı bir yaklaşımla çocuklara davranışsal sonuçları olan sınırlar
belirlemesi gerekir. Böylece çocuk, sınıra uyduğunda ve uymadığında sonucun ne
olacağını bilir, tercihini yapar. Çocuk sınıra uymazsa ebeveyn olumsuz sonucu
tutarlılıkla uygulamalıdır. Uyduğunda ise olumlu pekiştireç vererek çocuğu
istendik davranışı yapmayadevam etmesi için teşvik etmelidir.
Ebeveynlik yolculuğu, yaşamınızda çıktığınız en zor
yolculuklardan biri olabilir. Ancak size koşulsuz sevginin anlamını ve gücünü
öğretir. Yarın çocuğunuzun mutlu anılarında var olabilmek için bu gün onun
yaşamında var olun.
Yorumlar
Yorum Gönder