Günlük hayat akışında, herhangi bir
değişim gerçekleştiğinde çocuğun buna psikolojik açıdan tepki vermesi oldukça
beklendik bir durumdur. Değişim olumlu da olsa olumsuz da olsa çocuğun stres
yaşamasına ve kendisini kaygılı hissetmesine neden olabilir. Kış tatilinin
sonlandığı şu günlerde, okulların yeniden başlıyor olması çocuklar için endişe
verici olabilir. Peki siz ebeveyn olarak çocuğunuzu bu geçiş döneminde
rahatlatmak adına neler yapabilirsiniz?
1.
Çocuğunuzun temel ihtiyaçlarına odaklanın
Endişe; çocuğunuzun aç
hissetmemesine veya yeterince uyuyamamasına neden olabilir. Çocuk için değişime
adapte olabilmek zaten zorken bir de kaygı seviyesi yükselince yemek yemeyi
unutabilir, uyku zamanını kaçırabilir veya eşyalarını kaybedebilir. Bu tür karışıklıkların
önüne geçmek ve onun hayatını düzenlemesine yardımcı olmak için önümüzdeki
birkaç günü kapsayan bir çizelge yapabilirsiniz. Bu çizelgede okula giderken
unutmaması gerekenler, yemek saati, eve gelme saati, dinlenme saati gibi zaman
aralıkları belirleyebilirsiniz.
2.
Duygularını kabul edin
“Endişelenecek ne var? Kocaman çocuk oldun
sen. Okulun açılıyor diye mutlu olmalısın” gibi ifadelerle onun duygusunu
değiştirmeye çalışmayın. Duygusunu kabul edin ve anlamaya çalışın. Çocuğunuza
okullar açılırken biraz kaygılanmanın normal olduğunu söyleyin. Kendi
çocukluğunuzdan, okula başladığınız zamanlardan örnekler verin ve sizin de
zamanında benzer duygular hissettiğinizi anlatın.
3.
Endişesini dışsallaştırmasına yardımcı olun
Çocuğunuzu, endişeleri hakkında
konuşmaya teşvik edin.
- Yeni öğretmenim beni sevecek mi?
Sıra arkadaşım okuldan gitmişse kiminle oturacağım?
- Kıyafetlerim nasıl olacak?
Arkadaşlarım beğenecek mi?
- Öğle arasında kimlerle oyun
oynayacağım? Sınıfım değişecek mi?
- Yeni dönem daha mı zor olacak? Ya
sınavlarda başarısız olursam?
Çocuklar zaman zaman bu tür
endişeler sebebiyle okula gitmek istemeyebilirler. Bu noktada çocuğun
endişeleri ile ilgili konuşmak, hislerini kabul ederek ona merak ettikleri ile
ilgili mantıklı açıklamalar yapmak önemlidir. Çocuğunuzla birlikte okulun
başlamasıyla ilgili büyük bir kolaj resmi yapabilir ve çocuğunuzun duygularını
sanat yoluyla aktarmasına yardımcı olabilirsiniz.
4.
Kendi endişenizi optimal seviyede tutmaya çalışın
Çocuğunuzun okula başlaması size de
kendinizi endişeli hissettirebilir. Bağımsızlaşması ve onun her zaman yanında
olamamanız sizi kaygılandırabilir. Ancak endişe, kişilerarası ilişkilerde
oldukça hızlı iletilen bir duygudur. Siz ne kadar kaygılı olursanız çocuğunuza
da o kadar bunu iletirsiniz. Çocuğunuz sabah okula gitmeden önce ona acıyan
bakışlarla “Son kez öpeyim, son kez sarılayım” gibi ifadeler kullanmak
sakıncalıdır. “Güle güle, iyi dersler”
dediğinizde bile bunu neşeli bir ses tonuyla söylemeniz çocuğunuzun daha olumlu
duygularla güne başlamasına yardımcı olur.
5.
Kaygı azaltıcı etkinlikler yapın
*
Çocuğunuzun
odasında birlikte “Endişe Duvarı” oluşturun. Çocuğunuzun endişe içeren
düşüncelerini post-it kağıtlarına yazarak duygularını dışa vurmaya teşvik edin
ve hayal gücünü tanımalarına olanak tanıyın. Daha sonra bu endişe duvarının
karşısına bir “İyimserlik Duvarı” hazırlayın. Her endişe içeren düşüncenin
yerini pozitif bir düşünceye bırakmasını sağlayın. Çocuğunuzun bu duvara
umutlarını, hayallerini, sevilen anlarını eklemesine teşvik edin.
*”Parıltı şişesi” yapın.
Düşüncelerimizi izlemek bazen yetişkinler için zorlu bir durum olabilir.
Düşünceleri çocukların anlayabileceği bir seviyeye indirgemek ve bunu eğlenceli
bir hale dönüştürmek daha kolay olabilir. Sıcak su ile dolu bir şişeye yapışkan
ve simler ilave edin. Şişeyi salladığınız da parıltılarında hareket edip
döndüğünü göreceksiniz. Çocuğunuza, bunun zihnimizde dönüp dolaşan düşünceler
gibi olduğunu söyleyin.
*Çocuklar genellikle kaygılarını
kelimelerle ifade etmekte zorlanırlar. Onları kaygılarını resim yoluyla kağıt
üzerine yansıtmaya cesaretlendirin.
*Çocuğunuzla beraber fiziksel
aktiviteler yapın. Egzersiz yapmak beynimizde endorfin salgısını arttırır ve
çocuğunuzun sakin, mutlu ve daha az stresli olmasına olanak sağlar. İçinde
bulunduğunuz ortamı değiştirerek düşüncelerini yeniden odaklamasına olanak
tanır ve zihninin kaygı denizlerinde kaybolmasını önler.
* Çocuğunuzdan, belirli bir durumu
aktarması için rol yapmasını isteyebilirsiniz. Bunu yaparken, plan yapmasına ve
çözüm becerileri geliştirmesine katkı
sağlayabilirsiniz. Örneğin çocuğunuzla okula başlama tiyatrosu yapın. “İkinci
dönem okula başlayan bir çocuk okulla ilgili zorlandığı alanlarda neler
yapabilir?” konusunu tiyatral bir biçimde işleyin ve çocuğunuzun uygun başa
çıkma stratejileri geliştirmesine yardımcı olun.
Yorumlar
Yorum Gönder