Düşünme, problem çözme, yaratıcılık, dil gelişimi,
hatırlama ve öğrenme gibi zihinsel süreçler davranışımızı ve yaşam biçimimizi
şekillendirir. Vücudumuzda, bu zihinsel süreçlerin işleyişini sağlamak için
çeşitli etkileşimli sistemler bulunur. Değişik zihinsel süreçlerde rol oynayan
etkileşimli sistemler birbirinden farklıdır. Bu karmaşık sistemler sayesinde
dış dünya ile bir bağ kurar ve uyum sağlarız.
Beklentilerimiz
Algılarımızı Nasıl Etkiliyor?
Öncelikle, bahsedilen etkileşimli sistemler nedir,
biraz anlayalım. Dış dünyada milyarlarca uyaran vardır. Bu uyaranların,
beynimizde farklı nöron gruplarını uyarmasıyla birlikte sinirsel bir akım
başlar. Akım oldukça kısa bir süre içinde çeşitli mekanizmalardan geçerek çıkış
kanallarında sonlanır. Yani dış dünyada var olan uyaranlardan aldığımız
girdileri koklama, işitme, dokunma, görme vb. gibi çıktılara çeviririz ve
bunları duyular olarak deneyimleriz.
Peki, algı kavramı bu sistemin neresinde yer alır?
Algı, dış dünyadan aldığımız girdilerle içsel beklentilerimizin,
tahminlerimizin karşılaştırılması ve bir sonuca ulaşılmasıyla oluşur. Örneğin,
doğru algıladığımızı sandığımız bir görüntü kişisel beklentilerimizden
etkilenerek onu aslında olduğu gibi göremememize yol açabilir. Söylemek istediğim,
deneyimlediğimiz duyular içinde bulunduğumuz bağlamın etkisiyle
şekillenebiliyor!
“Beyin kendi iç dinamiğine sahip döngüsel bir
sistemdir.” David Eagleman
Nörobilimci Eagleman’a göre biz dışarıdan aldığımız
girdileri ancak beynimizin gizemli süzgecinden geçirdikten sonra fark
edebiliyor, deneyimleyebiliyoruz. Sineztezik insanlar, beynin kendi iç
dinamiğine sahip olma durumunun en iyi örneklerindendir. Sinestezi, bir rengin
kokusunu almak, sesleri görüntü olarak algılamak gibi sıra dışı yaşantılardır.
Bunlar, beyinde gerçekleşen ve bilinçli farkındalığın ötesinde süreçler
sayesinde meydana gelir. Yani beynin kendi iç dinamiğinin doğal bir sonucu
olarak ortaya çıkar.
İlginç Bir Deney:
Tay Tatlıları
Beklentilerimizin algılarımızı nasıl etkilediği
üzerine yapılan bir araştırmada; Avusturyalıların ve Tayların duyusal beklentileri
ve algıları karşılaştırıldı. Deneklere, 3 farklı renkte (pembe, yeşil, sarı) 6
adet Tay tatlısı verildi. Bu tatlıların, içeriğindeki tüm malzemeler aynı
sadece renkleri farklıydı. Deneklerin beklentilerini test etmek için önce tatlıların
fotoğrafları bilgisayar monitöründen gösterildi. Tatlılardan hangilerini daha
çok seveceklerini ve bu tatlıların ekşilik, acılık, tatlılık ve katılık
bakımından nasıl olduklarını düşündükleri soruldu. Avusturyalı ve Tay
deneklerin duyusal beklentileri alındıktan sonra, monitörde gösterilen tatlılar
servis edildi. Sonuçlara göre; hem Avusturyalıların hem de Tayların tatlıların tadına
baktıklarında, bekledikleri tattan daha farklı bir tat aldıkları bulundu. Bunun
yanında Avusturyalıların ve Tayların duyusal beklentilerinin renge göre
birbirlerinden farklılaştığı sonucuna varıldı. Avusturyalılar sarı tatlıyı
tercih ederken, Tayların tercihi yeşil ve pembe tatlıdan yana oldu. Ayrıca,
insanların renk tercihini o yiyecek için hangi renge daha alışkın olduğuna göre
belirlendiği bulgusuna varıldı.
Aslına bakılırsa, duyularımızın yetenekleri olduğu
kadar sınırlılıkları da vardır. Temel amaçları dünya hakkında bize farkındalık
kazandırmaktır. Ancak bu farkındalığın tamamen doğru, gerçek veya objektif
olması mümkün değildir. Bana göre işin en ilginç kısmı kendi ürettiğimiz algı
yanılsamalarının farkında bile olamamamızdır. Bir nevi kendi kendimizi ustaca
kandırıyoruz. Sanki gerçekten zihnimizin içinde bize algı yanılsamaları yaşatan
bizden bağımsız biri var.
Kaynakça:
-
Eagleman, D.
(2011). Incognito: Beynin Gizli Hayatı (Z.
A. Tozar, Çev). İstanbul: Domingo.
-
Plotnik, R.
(2009). Psikolojiye Giriş (T. Geniş, Çev). İstanbul: Kaknüs.
-
Canan, S. (2015). Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler. İstanbul:
Tuti Kitap.
-
Jantathai, S., Sungsri-in, M., Mukpraşirt, A.,
Duerrschmid, K. (2014). Sensory expectations and
perceptions of Austrian and Thai consumers: A case study with six colored Thai
desserts. Food Research International.
64:65-73.
Yorumlar
Yorum Gönder